U
tünelinde ilerlerken başlangıçta arkada ışık vardır ilerleyebiliriz. Tünelin
sonuna doğru da ışığı görebiliriz, bu hareket etmemiz için başlangıca göre daha
da motive edicidir. Peki tünelin ortasında ne hissederiz? Ne arkadan ne de
önden ışık gelirken, zifiri karanlığın
içinde...İlişkilerimizle, aile hayatımızla, işimizle ilgili ben de bu
tünellerden geçmek zorunda kaldım. İşte tam ışıksızken kaybolmuşluğu, bir daha
asla ışığa kavuşamayacağımızı düşünürüz. Karanlıkta ışık gibi hayatın bir
gerçeği gündüz ve gece gibi hayatımıza giriyor ve çıkıyor.
Biz yaşadıklarımıza anlam katarak o anın karanlık veya
aydınlık olduğuna karar veriyoruz. Yaşadığımız bir olaya yüklediğimiz anlam;
odağımız, sözel tanımlamalarımız, ve duruşumuza göre değişiyor. Şaka gibi değil
mi? Mesela odağımız başarıya dönük mü, yoksa endişeye mi? Olay sırasında
kullandığımız kelimeler mahvoldum gibi katlanılması zor veya kırıldım gibi
katlanması kolay kelimeler mi?
Başımız omzumuz dik ve doğru nefes alırkenki bakış açımızla,
başımız önde ve omuzlarımız düşükken ki bakış açımız tamamen farklıdır.
Bu yazılanları bilmek ne anlamamı gelir? Anlamı değiştirecek
gücün elimizde olduğu anlamına gelir. Mutluluk veya mutsuzluğun bir seçim, hem
de bizim seçimimiz olduğu anlamına gelir. Beyin hayali ve geçeği ayırt edemez.
Çıplak bir kadının hayali bir erkeği sanki canlıymışcasına uyarır, ekşi limon
hayali de varmışcasına ağzımızı sulandırır.
Bence asıl büyü, ilerideki yıllarda keşfedilecek en büyük
buluş; hayallerimize hükmedebildiğimizde ve anlamları değiştirebildiğimizde
hemen her şeyi yapabileceğimizdir. Yok olmasını istediğiniz bir şey için bir
parmak şıklatması yeter, hatta şıklatmaya bile gerek yok. Hayaller
gerçekleşecek olayların tohumlarıdır onlar olmazsa meyvelerde olmaz. O zaman
hepimiz çiftçilik konusunda uzmanlaşmalıyız.
Çünkü beyinde tıpkı toprak gibi ne ekersen ona göre mahsül
verir. Domates ekersen toprağında az veya çok domates vermesi , patates ekersen
patates vermesi gibi. Beyinde toprak gibiyse olumsuz düşünceler olumsuz
sonuçları, olumlu düşüncelerse az veya çok olumlu düşünceleri doğurur.
Hepimiz aynı anda olan, ama olayları sıraya koymak için
uydurduğumuz, zaman denilen kavramın kölesi olmuş durumdayız. Güney Afrikada
bir kabile reisinin elmas madenini işletmek için ingilizler kabile reisine iki
günlük yürüme yolunu bir saate indirecek asfalt yol ve rolls royce teklif
etmişler.
Teklifleri reddedilince, ingilizler şok olarak, reise
reddetme nedenini sormuşlar.
Kabile reisi kalan 2 gün, ne yapacağını bulamadığından, teklifi reddettiğini söylemiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder