21 Mayıs 2013 Salı

SUBLİMİNAL ETKİ; ZEYTİN AĞAÇLARINI  NASIL YEDİ?

Subliminal; bilinçaltıyla algılanan anlamına geliyor. Geçmişte ve bugün kapitalizm bilinçaltımızı hedef tahtası haline getirdi , bu konuda da gittikçe güçleniyor. 50'li yıllarda yaşanan üzücü bir örnekle bu etkiyi açıklamaya çalışacağım.

Bir çoğumuzun bildiği bir şarkı var.
''Zeytin yağlı yiyemem aman
Basma da fistan giyemem aman
Senin gibi cahile,
Ben efendim diyemem aman.''

1947 yılı 2'inci dünya savaşı sonrasında Marshall planı uyarınca Türkiye'nin de dahil olduğu 16 ülkeye yardım yapılır, bu yardımın ana şartı Türkiye'nin dünyanın en büyük mısır üreticisi ABD'den mısır almasıdır.
 Bunun için 1954 yılında insanların bilinç altına kazınacak şekilde, bir yunan aşk şarkısına (Tabi ki yunancası zeytin yağsız) söz yazılır. Pamuklu basma  yerine, en sağlıklı kumaş kötülenerek, insanlara plastik, polyester ürünler satılır.

''Zeytin Yağlı Yiyemem Aman, 
Basma Da Fistan Giyemem Aman. 
Senin Gibi Cahile, 
Ben Efendim Diyemem Aman.'' 

 Gazetelerde zeytin yağının kanser yaptığıyla ilgili haber bombardımanı yapılır, ilk margarin yağı fabrikaları da bu yıllarda kurulur. Mısır yağına ve margarine alışan halk zeytin yağından öylesine soğurki zeytin ağaçların %75'i kesilir. Kalan zeytin yağlarının  hemen hepsini de ABD alır. Aşağıda bu çok sevilen faydalı(!) şarkıyı dinleyebilirsiniz.

.http://www.youtube.com/watch?v=6p4eKdabEEY



16 Mayıs 2013 Perşembe

BEYİN KULLANMA KILAVUZU 63; DAVRANIŞLARIMIZIN  KAYNAĞI NEDİR?

Her davranışımızın ardında bir ihtiyaç,
Her ihtiyacımızın altında bir duygu,
Her duygumuzun altında bir düşünce vardır.

 Bilinçaltı; tüm duygularımızın kaynağı, hakimi ve yerleştiği yerdir.
 İnsan duygu halinden  bir an olsun çıkamaz. Bir duygu durumundan bir başkasına geçer ve bütün davranışların altında duygular vardır. Bilinçaltı olaylar ve duygular arasında bağlantılar kurar. Kurulan bu bağlantılar ve yüklenen anlamlar davranışlarımızın gerçek sebepleridir.
Bir davranışı değiştirmek için ona yüklenmiş anlamı göz ardı eden yaklaşımlar, bilinçaltı karşısında yetersiz kalmaktır. Örneğin kişi eğer sigaraya kendine güven gibi bir anlam yüklenmişse, bu anlamı yükleyebileceği yeni bir davranış seçeneği buluncaya kadar, sigarayı bırakamaz. Bulunan davranış seçeneğinin de en az sigara kadar kolay ulaşılabilir olması gerekir.
Her duygunun altında da mutlaka bir düşünce vardır. Eğer bir kişi kızgınlık duygusu hissediyorsa bunun nedeni kızgınlık duygusu uyandıran bir düşünce olacaktır. Düşüncesini değiştiren insan, duygularını da değiştirebilir. Düşüncelerini kontrol edebilen insan, duygularını da kontrol edebilir


Beyin  çok zeki olmasına rağmen, gerçek bir durumla bir düşünce arasındaki farkı söyleyemez. Her düşünceye gerçekliğin bir parçasıymış gibi tepki verir, çünkü sadece bir düşünce olduğunun farkında değildir. Vücuda göre endişe ya da korku verici bir düşünce, "Tehlikedeyim" mesajıdır ve dolayısıyla, gece sıcak ve rahat yatağınıza yatıyor olsanız bile, vücudunuz bu mesaja uygun olarak tepki verir. Kalp daha hızlı atar, kaslar gerilir ve solunum hızlanır. Sadece doğru nefes alarak panik halinizi rahatlıkla ortadan kaldırabilirsiniz.Çünkü beyin tehlike mesajı alabildiği gibi sakin nefes almayı tehlike geçti olarak algılayacaktır. 

                                         MUTLAKA SEYREDİN; MENÜDE AŞK VAR!

14 Mayıs 2013 Salı

BEYİN KULLANMA KILAVUZU 62;'' O ADAM KÖTÜ MÜ?''
 BİLİNÇALTINDA ÇAĞRIŞIM VE GENELLEME

Bilinçaltı ilişkilendirmeler, çağrışımlar yapar.Müthiş genellemeler yaptığından; hoşlanmadığınız biri geçmişte burnunun ucuna dokunduysa ve bilinçaltınız bu anı kaydettiyse; burnuna aynı şekilde  dokunan herkesi bu nedenle antipatik bulabilirsiniz. Bu bizim önyargılar nedeniyle çok insan kaybedebileceğimiz anlamına gelir. Önyargıdan uzaklaşmanın yolu; o kişiye  bir şans  vererek ve yeni özelliklerini  keşfetmeye zaman ayırmak olabilir.

Neyi umursarsanız onu görürsünüz; sevmediğiniz birinin hata yapmasını beklerseniz mutlaka görürsünüz, sevdiğiniz biriyse sevmediğiniz kişinin on katı kadar hata yapsa yine de görmezsiniz.

Benzer şeyler ve düşünceler arasında bağlantılar kurar ve hemen öğrenir. Bu özellik çoğu zaman kişiyi zor durumda bırakır. Örneğin belli bir köpek yüzünden gerçekleşen korku, yaşantısını bütün köpeklere genelleyerek bir fobi yaratabilir.  Çoğu zaman insanlar yıllar önce olan o olayı unutmuş olsalar bile bilinçaltı unutmaz. Küçük köpeklerle oynamak onları sevmek bile (Mümkünse) bilinçaltında ki eski bağlantıları olumlu yönde değiştirebilir.

Gerçekçi bilinçaltı; duygulardan, çağrışım yoluyla ve ilk kayıt anında ki yorumlarıyla önemli şekilde etkilenir. Çevrenizde ki birinin, size sürekli işe yaramadığınızı söylediğini düşünün. Bu yanlış bir düşünce bile olsa, tekrar tekrar dile getirilmesi nedeniyle bilinçaltınıza yerleşiyor ve beraberinde gelen öğrenilmiş çaresizlik ve öfke duygularıyla birlikte orada saklanıyor. Bunun üzerine  kişi, kendisinin gerçekten işe yaramaz biri olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu sefer de karşılaşılan her yeni durumda bilinçaltınız size otomatik olarak bu mesajı vermeye başlıyor.

 Böylece işe yaramaz olduğunuza inandığınız için, ele aldığınız her durum için nasılsa başarısız olacağım düşüncesini taşıyarak, zaten kolay yolu terciheden beyninizin de desteğiyle, gerekli çabayı göstermemeye başlıyorsunuz.

 Size söylenen belki de tamamen yanlışken, başkalarını süzgeçsiz dinlediğiniz için, kendini gerçekleştiren kehanetlerden biri daha  gerçek oluyor. Bu yüzden duyduklarımız konusunda düşünerek, onları yapıcı hale getirdikten sonra hafızaya atmamız en doğrusu.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

AŞKIN GÖZÜ KÖR MÜDÜR?

Kaç kere aşık oldunuz? Ben çok aşık oldum ama hatırlayınca her aşkımın kusurlarını itinayla örtmüşüm, aşk bitene kadar da örttüğüm yerden hiç  çıkartmamışım. Onun hatalarının(Çok nadir hata yapsada..:)) bile, benim ona karşı yaptığım hatalardan kaynaklandığını düşünmüşüm.

Gözümüz aydın,'' Aşkın gözü kör müdür?'' sorusunun cevabı, bilim adamlarınca bulundu. Univercity College London'da yapılan araştırmada, aşk duygusunun beynin eleştirel düşünceleri kontrol eden bölgedeki faliyetleri baskıladığı saptandı. Bir kişiye yakınlaştığımızda beynin bu kişiyi ve özelliklerini değerlendirme gücü azalıyor. Bu annenin evladına sevgisinde veya romantik bir aşk ilişkisinde de aynı şekilde gerçekleşiyor.

Aşık olunca tamamen kör oluyoruz diyemesekte; en azında ileri derecede miyop veya şaşı olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Korkusuzca yaşanan, gözlüksüz aşklar diliyorum hepimize..