26 Eylül 2012 Çarşamba


BEYİN KULLANMA KILAVUZU 35; SİZİN HİKAYENİZ

Hikayeler her yerde.  İşe girerken, kariyer yaparken, bir şeyler satarken, evlenirken, reklamlarda bile
ikna için  hikayenin gücünden faydalanıyoruz. Propagandacıların en yetkin olduğu konu da hikaye
anlatımı. Hikayeyi bu kadar özel kılan ne? Her hikaye bizim için özel mi? İyi hikaye yazmak  veya
anlatmak bu kadar önemliyse, iletişim becerimizi arttırmak için iyi bir hikayenin püf noktalarına
değinelim.

 Öncelikle hikayenin kahramanı kim?
 Siz mi, karsınızdaki mi, yer mi, ürün mü?

 Unutmayın; aslında herkes hikaye peşinde.... Hikayeler sayesinde sayılar, bilgiler, sunumlarınız çağrışım yoluyla akılda kalır. Hatırlamaya çalıştığınız herhangi bir şeyin içinde hikaye varsa çabucak canlanır hafızanızda.

 ‘’Bu dönemin özeti; hikayeniz yoksa müşteri de yok.’’

 Tamam güzel yazmışsın da nasıl olacak diyorsanız, size bir kaç öneri;
Çarpıcı bir giriş veya soruyla hikayenize başlayın, dinleyene duygusal bir deneyim yaşatın, bir sonuç çıkartılabilecek aksiyonla hikayenizi sonlandırın. Sözlü iletişim yazılı iletişimden 10 kat güçlüdür, hikayenizi okutarak / okuyarak değil, yaşayarak, empati kurarak anlatma fırsatını mutlaka yakalamaya çalışın. Hikayenize olan bağlılığınızın çoşkusunu mutlaka hissettirin. Ne anlatacağınızı  hedef kitlenize uygun seçin ve bununla ilgili onlara olumlu  değişim yaratan  bir deneyim sunun. Konunuzu desteklemek için her türlü tarihsel olay, film, romandan faydalanabilirsiniz ama en etkili olan sizin yaşadıklarınız ve şahit olduklarınızdır. Anlatırken çevrenize enerji yayın, zayıflıklarınızı sergilemekten çekinmeyin; inandırıcılığınız artar. Başkalarıyla paylaşılabilecek hikayeler en yüksek kazancı getirir.

Şimdi sıra sizin hikayenizde...Anlatamam demeyin çünkü; ‘’Aslan hikayesini anlatmasa bile avcı anlatır.’’ Afrika Atasözü